Komplo inancının temelinde ortada bir dolap döndüğüne ve dümen çevrildiğine inanmak var
Komplo teorileri, bir anlamda entrikacılığın felsefesi...
Komplo teorileri sadece bizde değil, dünyada da çok yaygın.
Demek ki kültürel değil, evrensel bir kavram...
Şöyle bir konuya araştırınca her önemli olay için geliştirilmiş bir komplo teorisinin olduğu ortaya çıkıyor
Mesele komplo teorisi değil tabii
Mesele komplo teorisyenleri, yani komployu yaratanlar
Bilimsel araştırma sayısı da az değil bu konuda
Adamlar araştırmışlar, ben de özetleyeyim bari
Komplo teorisyenlerinde gelişen bu teori merakının, anlayamadığı şeyleri açıklama çabasından kaynaklandığı gösterilmiş
Yani olayı tanımlayamama ve ne olduğunu bilememe, yeni baştan tanımlama çabalarını doğuruyor
Komplo teorisyenliği; kişi kendini güçsüz (powerlessness) hissettiği zaman daha çok ortaya çıkıyormuş
Yani yetersizlik, "yetememezlik" duygusu "komplosal" açıklama ihtiyacını artıyor
Komplo teorisyenliği; istenmeyen olaydan bir tür kaçma-kaçınma (avoidance) davranışıymış
Yani kişi karşılaştığı olayı kaldıramayacağını hissediyorsa, o zaman komplovari açıklamalara sığınmak rahatlatıyor
Araştırmalara göre komplo teorisyenliğini, kontrolü kaybetme korkusu tetikliyormuş
Yani "olaylar kendiliğinden oluşmuyor, birileri bunu düzenliyor, bu durum geçtikten sonra ben yine kontrol edebileceğim" düşüncesinin ezici hakimiyeti komplo inancını yaratabiliyor
Kontrol odağını (locus of control) dışsallaştıranlarda, komplo inancı içselleştirenlere göre daha yüksekmiş komplo teorisyenliği
Yani olayları ve kendi geleceğini kendi gücüyle değiştirebileceğine inananlar da "bir dolap dönüyor" inancı daha az oluyor
Aslında komplo teorisi üretme merakı, bir anlamda olaylarla yüzleşmekten kaçınmaymış
Yani komploculuk istenmeyen olumsuz duygu veya durumla karşılaşmaktan bir kaçış, kabullenmeme, bu nedenle yan yollara sapış ve mantıkla açıklamalar getirme yoluyla rahatlama çabası oluyor
Komploya inananların genelde birbirinden değişik ve farklı komplolara da inandıkları da gösterilmiş. Bazen bu komplo teorileri karşıt olsa bile komplo teorisyenleri bunlara inanmaya devam ediyormuş...
Demek ki, mantıksal bir düşünme tarzından daha çok bir inanç oluyor
Komplo teorisyenlerinin "dolabı döndüren" kişiye kendinden daha büyük bir güç atfettiği de açık
Komplo teorisyenliği benliğin bir reaksiyonu hatta refleksiymiş...Bir olaya yukarıda özetini verdiğim nedenler dolayısıyla seçilen kişisel bir tepki yolu.
Sağlıklı mı bilinmez? Ama kişiyi koruduğu ve korunmak için bir mekanizma olduğu kesin...
Komplo teorilerinin beş temel inancı varmış: Görünüşün aldatıcıdır, düşman hep kazanır, hiçbir şeyin rastgele değildir, işin içinde güç-şöhret-para-seks vardır, bu olayın bir geçmişi vardır
Komplo teorisyenliği ile komplo fetişizminin ortak noktası nesne ile özne arasında kurulan uydurma ilişki
Peki komplo teorisyenliği ile komplo fetişizmi arasında nasıl bir fark var?
Bana göre komplo teorisyenleri komploya tamamen inanıyorlar, komplo fetişistleri ise inanmak istiyorlar
Komplo fetişistleri kendileri gerçekten inanmaya başlayıncaya kadar ilkel olsa bile her tür komplo teorisine sarılıyorlar, geliştiriyorlar
Tüm hedef kendilerini de inandırabilmek
Komplo teorisyenliği, paranoya ile üvey de olsa kardeş
Komplo fetişizmi ile paranoya ise çok farklı
Çünkü komplo fetişistleri krizle bir başa çıkma yöntemi geliştiriyorlar
Bildik yöntemleriyle başa çıkamadıkları krizlerle...
Seçme kaynaklar
Neal Kumar Katyal . Conspiracy Theory . The Yale Law Journal. Vol. 112, No. 6 (Apr., 2003), pp. 1307-1398
Wood, Michael J.; Karen M. Douglas, Robbie M. Sutton (2012-01-25). "Dead and Alive: Beliefs in Contradictory Conspiracy Theories" (PDF). Social Psychological and Personality Science. Retrieved 2012-02-08.
Hodapp, Christopher; Alice Von Kannon (2008). Conspiracy Theories & Secret Societies For Dummies. John Wiley & Sons.
Emilia Bakola (2007) The Paranoiacs who Knew Too Much: Postmodern Knowledge and Hollywood Cinema. Doktora tezi
|