YENİ BİR TANI KATEGORİSİ OLARAK İNŞAAT BAĞIMLILIĞI
Batı ülkelerinde çok fazla rastlanmaması nedeniyle ihmal edilmiş, üstünde fazla çalışılmamış bir tanı kategorisidir. Ancak ülkemizin bu alana yaptığı katkılar sonucu, bu tanı kategorisinin yakın zamanda tıbbi literatürde kalıcı ve resmi bir yeri olacağına kesin gözüyle bakılmaktadır (Temel ve ark, 2011).
Kavramsal tartışma
Konuyla ilgili olarak farklı müellifler betonkolik, rantkolik, bina fetişizmi, yeşil düşmanlığı, doğa katili gibi farklı kavramları önermektedir. Bu yazıda ise hepsini kapsayan inşaat bağımlılığı terimi tercih edilmiştir.
Temel belirtiler
Aşağıda inşaat bağımlılığı için önerilen tanı ölçütleri yer almaktadır
Yoksunluk belirtisi: Yeni bir inşaat yapamadığı veya görmediği zaman huzursuzluk ve eksiklik duygusu yaşarlar. Bu durumlarda kişi varoluşunu sorgulamakta, varoluşuyla ilgili başka bir şey bulamadığı için en kısa zamanda tekrar inşaat yapma güdüsü hissetmektedir.
Tolerans gelişimi: Her yapılan inşaatın boyundan daha büyük bir inşaat yapma hevesi ortaya çıkar. Zaman içinde giderek kişi daha büyük betonu görmeyi ister. Aynı boyda beton gördüğü zaman daha önceki haz duygusundan daha az haz duyar. Bu nedenle ancak daha büyük ve görkemli yapılarla tatmin olabilir.
Zamanının büyük bölümünü inşaat ile geçirme: Genelde hayallerini beton yapılar süsler. Pencereden baktıklarında gördükleri manzaradan keyif almak yerine, o manzaranın neresine ne konduracaklarını düşünürler. Boş zamanlarını inşaat alanlarında geçirmeyi severler.
Zarar görmesine rağmen aynı davranışı sürdürme : Bu kişiler inşaat merakları yüzünden kimi zaman zarar görürler ama yine de inşaat yapma meraklarına gem vuramazlar. Örneğin uygunsuz bir inşaat yaptığı için mimari eleştirilere uğrayabilirler, kamuoyundan şiddetli tepki görebilirler, inşaatın altında kalabilirler. Ama zarar görseler bile beton yapmaktan kendilerini alıkoyamazlar.
Sık başarısız bırakma girişimleri: Belli zamanlarda inşaat yapmaya tövbe ederler. Genelde bu yaptıkları inşaattan yeterince kar edemedikleri zaman gözlenir. Ama ilk fırsatta yeni bir inşaat yapmaya başlarlar.
Kendini durduramama: Bir alana beton bir yapı diktikten hemen sonra yanına bir tane daha bina dikme eğilimi taşırlar. Böylece küçüklü büyüklü birçok inşaat yaparlar. Boş alan kalmayıncaya kadar bina dikerler. Boş alan kalmadığında ise daha önce yaptıkları binaları yıkıp yerlerine daha büyük bina yapma arzusu duyarlar.
Şiddetli arzu ve istek: Rant arzusu inşaat isteğini başlatabilir. Yapılan araştırmalarda rant arzusunu önleyebilen tek bir yöntem vardır: daha yüksek rant ihtimali. Kentsel dönüşüm arazisinde yapılan bir araştırmada; bir grup inşaat bağımlısına "daha fazla doğada yaşama ihtimali" diğer bir gruba ise "daha büyük rant ihtimali" verilmiş, ikinci grubun inşaat davranışının belirgin oranda geciktiği gösterilmiştir.
İnkar: Çoğunlukla inşaat bağımlısı olduklarını kabul etmezler. "Ben bina sevmem, doğaya hayranımdır" gibi söylemleri çok kullanırlar.
Diğer belirtiler
Rantkoliklerle büyük benzerlikler gösterirler. Ancak inşaat bağımlıları bazen yeterli rant olmasa bile inşaat yapmaya karşı konulmaz bir istek duyarlar. Bu özellikleri ile rantkoliklerden ayrılırlar.
Sıklıkla "bu bina çok gerekli, çünkü..." sözünü kullanırlar (rasyonalizasyon).
Genelde kendi evlerini doğa içine yapmaya eğilimlidirler. Ama başkaları için yaptıkları evleri yeşil boyalı binalar içine hapsederler.
Pazarlama tekniklerini kullanma konusunda oldukça yeteneklidirler. Yeşil betonu doğa diye satarlar. Binayı satın alan doğayla iç içe yaşadığını zanneder ama aslında beton üstüne az ot içine hapsolmuştur...
Betonun sağlamlığı özgüvenleri için sembolik bir anıttır. Betonun çirkinliği ise ruhlarının kara deliğidir. Var olmalarının nişanesi betondur. Soyut varoluş biçimlerini anlamakta zorluk çekerler. Bir kitabın hazzı yerine, betonun anıtsal somut gücünü özümserler.
İnşaatın bitiş hali kadar yapım aşamasından da beslenirler. Emirlerindeki amele ordusu, egolarının yüksek kalorili gıdasıdır. Kendilerini meydan savaşındaki bir komutan gibi hissederler. Bu nedenle bitmeyen inşaatlar bile onlar için tatmin edici olabilir.
Park yapmak zorunda bırakıldıklarında kendilerini muhakkak parka bir fıskiye koymak ve bu fıskiyeyi de geceleri parlak renklerle ışıklandırmak zorunda hissederler. Park içinde çiçekleri de düzenlemeyi severler. Çiçeklerin toprakta doğal bir şekilde kalmasından rahatsızlık duyarlar. Çiçeklerin bir şekil veya anlam bütünlüğü içinde, askeri bir disiplinde gözükmelerinden hoşlanırlar.
Her bağımlılıkta olduğu gibi eş-bağımlılar (co-addict) vardır. Eş bağımlılar, genelde onlara inşaat alanları açarlar, sorumluluklarını onlar yerine üstlenirler, buradan da sekonder kazançlar elde ederler.
Tedavi
Şu ana kadar sorunun temel tedavisi bulunamamıştır. Semptomatolojik tedavide ise Halk Temelli Tepki Terapilerin (HaTeTeTe) etkili olduğunu bildiren çok merkezli araştırmalar vardır (Gezi ve ark, 2013).
|